Happy Holidays

29 Kasım 2007 Perşembe



Bu template'i siz de resimlerinizde kullanmak isterseniz download edebilirsiniz.
Buyurunuz >>>

Etiketler: ,

 
posted by DIRECTOR at 15:16, | 0 comments

Christmas Wish

Jump Jump

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 08:19, | 0 comments

Sihirli Kıtır Köftecikler

25 Kasım 2007 Pazar



  • 2 fincan tam buğday unu

  • 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi

  • 1 yumurta (hafifce çırpılmış)

  • 1 çay kaşığı sarmısak tozu

  • 2/3 fincan et veya tavuk suyu

Unu kaba koyun, yumurta ve et suyunu ilave edin, iyice karıştırın. Daha sonra sarmısak tozu ve yulaf ezmesi ile harmanlayın. Hamur kıvamını aldıktan sonra hafifçe unladığınız düz zemine alın. 3-4 cm kalınlıkta açın ve istediğiniz şekilde kesin. (bardakla veya kalıpla) Hafifçe yağlanmış veya yağlı kağıt konmuş tepsiye dizin. Yüksek ısıda 10 dakika pişirin. Soğumaya bırakın. Ağzı kapalı olarak birkaç gün muhafaza edebilirsiniz. Afiyet olsun.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 23:33, | 0 comments

Cumartesi Eğlencesi

Hava çok güzeldi, biz de gezmeye gittik.
Dakota doyasıya koştu, top oynadı, bol bol da su içti :)

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 06:00, | 0 comments

Dakota Forever

24 Kasım 2007 Cumartesi

Etiketler: ,

 
posted by DIRECTOR at 03:53, | 0 comments

Dakota & Winnie

Uzuuuun bir aradan sonra Winnie ile karşılaşınca... 24.11.07

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 01:02, | 0 comments

Bir köpeğin ağzından ...

Üzerinden seneler geçti, şimdi hatırlıyorum da, ben yavruyken şirinliklerime katıla katıla güler, beni yavrum diye çağırırdın. Birkaç dişlenen ayakkabı ve katledilen yastığı saymazsak, kısa zamanda senin en vazgeçilmez dostun oldum. Ne zaman bir muzurluk yapsam bana parmağını sallar ve "nasıl yaparsın" diye çıkışırdın. Ne var ki hemen arkasından kızgınlığın geçerdi ve beni yere yatırır, göbeğimi okşardın.

Çok meşguldün o aralar... Dolayısıyla tuvalet eğitimim tahminimizden uzun sürdü ama el ele verip üstesinden gelmiştik. Sana sokulup da koynunda geçirdiğim geceleri unutamam. Sen farkında değildin belki ama ben senin rüyalarını ve hayallerini gizlice dinler, bundan daha mutlu olunamayacağına kanaat getirirdim.

Beraberce uzun yürüyüşlere çıkar, parklarda koşuşturur, dondurma yerdik, hatırlıyor musun? Bana sadece külahını verirdin dondurma bana dokunur diye. Ve evde senin işten dönüşünü beklerken sırtımı ılık güneşe verir, huzurlu, derin bir uyku çekerdim.

Zamanla işinde daha fazla vakit geçirmeye başladın, boş zamanlarında da kendine bir eş aramaya koyuldun. Ben seni her zamanki gibi sabırla bekledim, sana hayal kırıklıkların ve acılarında teselli oldum. Yanlış kararlarını hiçbir zaman kınamadım, her defasında seni büyük bir sevinçle karşıladım. Sonunda birine aşık oldun ve evlendin.

BARINAĞA TERK EDİLDİM

Ne var ki eşin köpeklerden pek hazzeden biri çıkmadı. Yine de ben onu sevinçle karşıladım ve ona sevgi gösterdim. Mutluydum, çünkü sen mutluydun. Sonra insan bebekler geldi aramıza. Yeni yavruların heyecanını sizinle aynen paylaştım. Onların pespembe yumuşacık tenleri, mis gibi bebek kokuları beni heyecanlandırıp hayran bırakıyordu. Ben de onlara annelik etmek istiyordum. Ne yazık ki -her nedense- hem eşin hem de sen onlara zarar vereceğime kanaat getirdiniz ve beni ayrı bir odaya kapattınız hep. Oysa ben sevgiden mahrum kaldıkça, onlara olan sevgim daha çok arttı. Bilemediniz hiç.

Çocuklar büyüdükçe onların en yakın dostu oldum. Tüylerime tutunup tombul bacaklarının üzerinde ilk adımlarını attılar, minicik parmaklarını gözlerime soktular, kulaklarımın içini karıştırdılar, burnuma öpücükler kondurdular. Gerektiğinde onları hayatım pahasına korumaya hazırdım. Ama bu arada senin dokunuşuna ise hasret olmuştum. "Köpeğin var mı?’ sorusuna, cüzdanından resmimi çıkarıp, hakkımda şirin hikayeler anlattığın zamanlar artık geride kalmıştı. Senin köpeğin olmaktan çıkıp, itin biri oldum; bana yaptığın her masraf sana batmaya başladı.

Sonunda da başka bir şehre tayinin çıktı. Yeni apartmanınızda sana ve ailene yer vardı ama bana yoktu. Ailen için en doğru kararı verdin belki ama unutma ki, bir zamanlar ailen sadece benden ibaretti.

Son araba gezintimize çıktığımızda heyecanlıydım. Ta ki barınağa varana kadar. Barınak köpek, kedi, korku ve umutsuzluk kokuyordu. Gereken evrakları doldurduğunu ve "ona çok iyi bir ev bulacağınıza eminim" dediğini hatırlıyorum. Omuz silkip sana karamsar bir bakış attılar. Onlar orta yaşlı, terk edilen bir köpek veya kedinin akıbetinin farkındaydılar.

Oğlunun tasmama yapışan elini zorla açmak zorunda kaldın. Çığlık çığlığa haykırmasına aldırmadın belki ama ben onun adına hem üzüldüm hem de çok endişelendim. Endişem, ona o anda arkadaşlık, sadakat, sevgi ve sorumluluk, bir cana duyulan saygı konusunda vermiş olduğun hatalı hayat dersinde yatıyordu. Başıma son bir kere dokunup bana veda ettin, göz göze gelmemeye özen gösterdin. Gitmen gereken yerler, yetişmen gereken işler vardı ve zaman aleyhine çalışıyordu nasıl ki şimdi de benim aleyhime çalıştığı gibi.

Sen ayrıldıktan sonra, barınaktaki iki tatlı kadın taşınacağını aylar öncesinden bildiğin halde bana uygun bir yuva bulmak için en ufak bir çaba sarf etmediğinden yakındılar. Sadece üzüntü içinde başlarını sallayıp, "Nasıl yaparsın" diye sordular arkandan.

Barınakta, zamanları izin verdiği ölçüde bizimle ilgileniyorlar. Bizi besliyorlar tabii ki ama bende iştah falan kalmadı. Önceleri ne zaman biri kafesime yaklaşsa sensindir diye kafesin önüne koşardım. Belki kararını değiştirdin, belki bunların hepsi kötü bir rüyadan ibaretti veya belki bana acıyan biri beni kurtarmaya gelmişti... Ama anladım ki, şirin yavru köpeklerle bu konuda yarışmam söz konusu bile değil. İşte o zaman kaderime razı olup köşeme çekildim ve akıbetimi beklemeye koyuldum.

VE ÖLÜM...

Önce ayak seslerini duydum onun. El ayak çekildikten sonra beni kafesimden çıkardı. Onu uslu uslu koridorun sonundaki odaya kadar takip ettim. Sessiz, sakin bir odaydı. Beni yavaşça kaldırdı ve masanın üstüne koydu, başımı okşadı, kulaklarımın arkasını kaşıdı, tasalanmamamı söyledi. Kalbim heyecanla çarpıyordu ama aynı zamanda içimi de sonsuz bir huzur kapladı. Sayılı günlerim dolmuştu demek ki... Kendimden çok onun için üzülüyordum. Üzerindeki yük çok ağırdı, onu eziyordu ve beraberliğimiz süresince senin de her ruh halini anladığım gibi onun da içinde bulunduğu durumun farkındaydım.

Eli çok hafifti, gözünden akan yaşları görmesem, ön patimdeki damarıma bağladığı turnikeyi nerdeyse fark etmeyecektim bile. Seneler önce seni de teselli ettiğim gibi, hafifçe elini yaladım. İğnenin ucunu usulca damarımdan içeri kaydırdı. Önce hafif bir sızı, arkasından damarlarımda dolaşmaya başlayan buz gibi sıvıyı hissettim.

Kafam ve gözlerim ağırlaştı ve onun merhamet dolu gözlerine bakarak son defa "Nasıl yaparsın" diye fısıldadım. Belki de benim lisanımı anladığı için, "Ne kadar üzgünüm bilemezsin" diye cevap verdi. Bana sarıldı, beni çok daha huzurlu ve güzel bir yere göndermekte olduğunu anlatmaya başladı. Öyle bir yer ki, bir daha ne ihmal edilecek ne acı çekecek ne de kendimi korumak zorunda kalacaktım. Öyle bir yer ki, sevgi ve ışık içinde, bu sefil dünyadan daha farklı güzellikte bir yerdi...

Son nefesimle kuyruğumu son bir kez sallayarak, "Nasıl yaparsın" derken onu kastetmediğimi anlatmaya çalıştım. Kastettiğim sendin, canımdan çok sevdiğim sahibim! Seni her zaman anacağım, sonsuza dek bekleyeceğim, bunu bil. Son dileğim, hayatındaki herkesin sana benim gösterdiğim sadakati göstermesi.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 00:41, | 0 comments

Dakota ve Yastık

Ben bir şey demeyeceğim :) İzleyin ve görün.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 00:23, | 0 comments

Dakota'dan Sevgilerle...

Etiketler: ,

 
posted by DIRECTOR at 00:19, | 0 comments

Fıstıklı Kurabiye

21 Kasım 2007 Çarşamba

5 bardak un
1/4 bardak ufalanmış yerfıstığı
1/2 çay kaşığı kabartma tozu
1 yumurta
1/4 bardak sıvı yağ
1 1/2 bardak püre haline getirilmiş muz
2 çay kaşığı vanilin
su


Tüm malzemeyi harmanlayın, azar azar su ekleyerek topak topak olana kadar malzemeyi karıştırın. Elinizde şekillendirip tepsiye dizdiğiniz kurabiyeleri önceden 160 derecede ısıttığınız fırında 30-40 dk pişirin.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 11:46, | 0 comments

Muzlu Kurabiye



2 ¼ kap un
½ kap süt tozu
1 yumurta
¾ kap rendelenmiş muz
¼ kap bitkisel yap
1 adet dana bulyon
½ kap sıcak su
1 yemek kaşığı esmer şeker


Tüm malzemeyi karıştırıp 2 dakika dinlendirin
Hafifçe yağladığınız tepsiye istediğiniz şekli vererek dizin.
180 derecede ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.
Köpeğinize afiyet olsun..

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 11:41, | 0 comments

Elmalı Kurabiye


1 bardak kurutulmuş elma (iyice ufalanmış)
1 çay kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı kurutulmuş maydanoz (taze olursa iyice kıyın)
1 yemek kaşığı sarmısak tozu
1 bardak soğuk su
1/2 bardak mısır yağı
5 bardak un
1/2 bardak süt tozu
2 yumurta

Tüm malzemeyi harmanlayıp elinizde şekillendirdiğiniz kurabiyeleri tepsiye dizdikten sonra 160 derecede 20-25 dk pişirin.
Köpeğinize afiyet olsun.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 11:36, | 0 comments

Peynirli Kurabiye


1 ½ kap un
1 ¼ kap rendelenmiş hamburger peyniri
100 gr mısır yağı
1 diş rendelenmiş sarmısak
1 tutam tuz
¼ kap süt
Peynir, yağ, sarmısak, tuz ve unu harmanlayın.

Hamur kıvamına gelmesi için yeterince süt ilave edin.

Yarım saat dinlendirdikten sonra 170 derecede 15 dk boyunca fırında pişirin.
Köpeğinize afiyet olsun.

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 11:16, | 0 comments

Köpeklerde Diş Bakımı

15 Kasım 2007 Perşembe

Dakota'nın süt dişleri çıktıktan sonra dişlerini fırçalamaya başladım. İleride zorluk çıkarmasın diye buna baştan alışması önemli. İnsanlar gibi onların da her türlü bakıma ihtiyaçları var. Bu bilinçle petinizin diş bakımını da düzenli yapmaya özen gösterin.
Köpekler için üretilmiş diş macunu bulamazsanız çocuk macunlarını kullanabilirsiniz (veteriner öyle dedi, ben onun yalancısıyım). Çok köpürmediği için zararı da olmayacaktır.


GÜNLÜK BAKIM

Günlük olarak dişlerin temizliği yapılmalıdır.Bu dişlerin temizliğine yardımcı olacak gıdaların (örn.,preslenmiş kemik) verilmesiyle de kolayca yapılabilir.Ayrıca piyasada satılan kuru mamalar da yararlıdır.Yaşlı hayvanlarda bunun yanı sıra dişlerin haftada 2 defa temizlenmesi yararlıdır.Parmağa takılan diş fırçaları ve yutulabilir nitelikte diş pastaları (macunları) bu iş için uygundur.


PERİYODİK BAKIM

Eğer düzenli olarak diş bakımı sağlanıyorsa ilave bir periyodik bakıma gereksinim yoktur.Günlük bakım uygulanmayan ve yumuşak gıdalarla beslenen köpeklerin 6-12 ayda bir defa mutlaka dişleri veteriner hekime muayene ettirmelidirler.Diş üzerinde biriken plak ve taşların dişeti hastalıkları ve ağız kokusuna neden olacağı unutulmamalıdır.Böyle dişlerin ise veteriner hekim tarafından genel anestezi altında temizlenmesi gereklidir.

1- Petinizin dişlerini haftada en az bir kez fırçalayın.
2- Petinize,yumuşak, unlu ve şekerli gıdaları yedirmekten kaçının.
3- Her 3-4 ayda bir kez petinizin ağız ve dişlerini Veteriner Hekimine kontrol ettirin.
4- Yemek yeme güçlüğü, ağız kokusu, dişetlerinde kızarıklık, ağlama, saklanma, başına dokunulmasından rahatsızlık duyma gibi durumlarda mutlaka zaman geçirmeden Veteriner Hekimin görüşünü alın.
5- Sebepsiz davranış bozukluklarının da ağız ve diş sağlığındaki bir problemden kaynaklanabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
6- Petinize diştaşı oluşumunu önlemek için sert ve kemirebileceği oyuncaklar verin, diş sağlığına yönelik kuru mama yedirin.




kaynak: sempativeterinerklinigi.net

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 16:35, | 0 comments

Uyku Sersemi

10 Kasım 2007 Cumartesi

Etiketler:

 
posted by DIRECTOR at 04:20, | 2 comments

FurIsDead.com